Türkiye’nin, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası standartları belirleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin üzerinden dört yıl geçti. Ancak bu sürede ülkedeki kadın cinayetleri ve şüpheli ölü oranlarında artış gösterdi.
İstanbul Sözleşmesi Neydi, Türkiye Neden Çekildi?
2011 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması, faillerin cezalandırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla hazırlanmış uluslararası, bağlayıcı bir sözleşmeydi. Türkiye, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ve parlamentosunda onaylayan ülke olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede öncü bir pozisyonda yer aldı.

Ancak 20 Mart 2021’de, Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye sözleşmeden çekildi. Çekilme gerekçesi olarak, sözleşmenin “aile yapısını zedelediği” ve “yerli ve milli değerlerle uyuşmadığı” öne sürüldü. Bu karar, başta kadın hakları örgütleri olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu, hukukçu ve yurttaş tarafından sert şekilde eleştirildi.
https://disk.org.tr/2021/05/istanbul-sozlesmesinden-vazgecmiyoruz/
https://www.martidergisi.com/istanbul-sozlesmesi-yasatir/
Kadın Cinayetlerinde Endişe Verici Artış
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayımladığı verilere göre, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrası kadın cinayetlerinde dikkat çekici bir artış gözlemlendi:
• 2022 yılında bu sayı 334
•2023 yılında ise 309
• 2024 yılı ise 394 kadın cinayeti ile son beş yılın en yüksek rakamına ulaştı.
• Ayrıca 2024 yılı içinde 259 şüpheli kadın ölümü kayıtlara geçti.
Uzmanlar, bu artışın tesadüf olmadığını, doğrudan sözleşmeden çıkışın yarattığı yasal ve kurumsal boşluklardan kaynaklandığını belirtiyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu , SEBUKA (Şiddetle Etkin ve Bütüncül Kadına Adalet) Platformu kurucusu, Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı olmak üzere pek çok kadın örgütü bu karara tepki gösterdi. Bu kuruluşlar, yalnızca sözleşmeye dönüşün değil, aynı zamanda:
• 6284 Sayılı Kanun’un etkin uygulanmasını,
• Kolluk kuvvetlerinin ve yargı mensuplarının toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almasını,
• Yerel yönetimlerin şiddeti önleme sorumluluğunu daha aktif üstlenmesini talep ediyor.
Örgütler ayrıca kadınların ihbarda bulundukları andan itibaren hızlı ve etkili koruma altına alınmalarının yasal güvence altına alınmasını istiyor.
https://morcati.org.tr/genel/istanbul-sozlesmesi-bilgi-notu/
Topluma Çağrı: Eşitlik, Adalet ve Güvenlik İçin Ortak Mücadele
Kadın hakları savunucuları, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yalnızca bir metinden vazgeçmek olmadığını; bunun kadınların yaşam hakkına yönelik bir tehdit anlamına geldiğini savunuyor. Artan kadın cinayetleri, Türkiye’nin toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini gösteriyor.
Toplumun tüm kesimlerine “eşitlik, adalet ve koruma” temelinde sorumluluk düştüğünü hatırlatan kadın örgütleri, “Yaşamak istiyoruz” sloganıyla seslerini yükseltmeye devam ediyor.

https://istanbulsozlesmesi.org/istanbul-sozlesmesinden-cekilme-girisimi-ve-sonrasinda-yasananlar/
https://www.bbc.com/turkce/articles/ced87ln92zno
https://bianet.org/haber/istanbul-sozlesmesi-nin-tum-maddeleri-229375